Dış gebelik döllenmiş yumurtanın olması gerektiği ve beklendiği gibi rahim içindeki dokularda değil vücudun diğer bölgelerindeki dokularda, ki bu durumun en çok görüldüğü yer fallop tüpleridir, tutunması ve buralarda gelişmeye başlamasıdır.
“Normal dışı (anormal)” olarak tanımlanan bu tür bir gebelik, anne adayının gelecekteki doğurganlığına etki etmesi ve tanı erken dönemde konmadığında hayatını kaybetmesine neden olması açısından mutlaka zamanında ve doğru tedavi yöntemiyle tedavi edilmelidir. Dış gebeliğin varlığı tespit edildiğinde gözlemleme, cerrahi müdahale ve ilaçla tedavi yöntemlerinden birine başvurulmaktadır. Dış gebeliği cerrahi olarak tedavi etmede en modern ve en güncel yöntemlerden biri olan laparoskopik cerrahi, özellikle genç ve yeniden gebe kalma isteği duyan kadınlarda, şartlar uygunsa ilk tercih edilen tedavi yöntemidir.
Dış Gebelik Belirtileri ve Nedenleri
Dış gebelik, diğer adıyla ektopik gebelik, rahim ağzı, yumurtalık ve karın içi organlarında (mesane, bağırsak vb.) da nadiren oluşabilmekle birlikte genellikle yumurtalığın kanalında (ağırlıkla ampullada, nadir olarak da istmus ve fimbria’da) oluşmaktadır. Dış gebelik, fallop tüplerindeki bir tıkanıklık ya da daralma (spermin kanal boyu ilerleyebilmesine ancak döllenen yumurtanın rahim içine ulaşamamasına neden olabilecek nitelikteki) veya işlev kaybı (embriyonun rahme gidişini engelleyecek nitelikteki) gibi durumlarda meydana gelir. Sigara kullanımı, anne adayının genç olmaması, tüp bebek ya da aşılama tedavisi görmesi veya spiral ile gebe kalması ve genital bölgedeki çeşitli enfeksiyonların dış gebeliğe zemin oluşturduğu bilinmektedir. Ek olarak hikâyesinde dış gebelik olan kadınlar da risk altındadır.
En çok 20 ila 30 yaş aralığındaki kadınlarda ve günümüzde gebeliklerin %2’sinde görülen bu durum, başlangıç evresinde hiçbir belirti vermeyebilir, verse de bazı diğer hastalıklarla karıştırılabilir. Daha sonraki evrelerde ise sırasıyla kasık/karın ağrısına ya da ilgili bölgelerde kramplara, büyümenin devam etmesiyle tüplerde yırtıklara ve en nihayetinde kanamalara neden olur. Bu aşamadan sonra (gebeliğin 5 ila 10’uncu haftaları arasında) kanamanın şiddetine bağlı olmakla birlikte baş dönmesi, bayılma ya da şoka girme gibi çeşitli rahatsızlıklar görülmesi de muhtemeldir. Anne adayının hayatını tehlikeye soktuğu için kanamanın, gerekli müdahalede bulunularak acil olarak durdurulması gerekmektedir.