Fizyolojik olarak kadında orgazm; vajinal ve klitoral uyarıların klitoriste toplanması ile klitoris ve beyin arasında gerçekleşir; cinsel bölgelerden başlayarak tüm bedende hissedilir. Vajinanın dıştaki 1/3’lük kısım sinir yapısı açısından zengin olduğundan dolayı, uyarılma açısından uygundur. Ayrıca yeterli klitoral uyarı da orgazm evresine ulaşmak için önem teşkil eder. Uygun süre ve yoğunlukta uyarı almayan kadınlarda boşalamama olacaktır.
Uyarılma aşamasındaki bütün zorluklar orgazm aşamasını etkilemektedir. Olağan bir cinsel uyarılma evresinden sonra, sürekli ya da tekrarlayan bir şekilde, cinsel birleşme ile orgazm olamamaya orgazm bozukluğu denir. Bu durum iki şekilde kendini gösterebilir; eğer kadın daha önce hiç orgazm yaşamadıysa buna birincil (primer) orgazm bozukluğu, eğer bu durum sonradan geliştiyse ikincil (sekonder) orgazm bozukluğu denir.
Ayrıca; orgazm bozukluğu genel ya da durumsal olarak görülebilir. Eğer genel orgazm bozukluğu varsa; hasta herhangi bir şartta, cinsel birleşmeyle ya da klitoral uyarı yoluyla orgazma ulaşamamaktadır. Durumsal olarak orgazm bozukluğu var ise; hasta ancak bazı koşullarda orgazm olabilmektedir.
Kadınlarda Boşalamama Sıklığı
Genel toplum çalışmalarına bakıldığında; kadınlarda orgazm bozukluğuna %5-20 arasında rastlanmaktadır. Türkiye’de bu konuyla ilgili bir araştırma olmamasına karşın, cinsel işlev bozukluğu şikayetiyle başvuran kadınlarda %40-60 oranında orgazm bozukluğu tespit edilmiştir.
Ancak; orgazm olamama şikayetiyle başvuranların çok az sayıda olduğu görülmektedir. Kliniğe yansıyan sayının az olmasının birçok nedeni olabileceği gibi, en yaygın olan düşünce; kadınlar için kendi hazzı ve orgazmının, erkeğin hazzı ve cinselliğinden sonra geldiğini düşünmesi gerektiği yanlış inanışıdır.
Kadınlarda orgazm olabilme yaş ile birlikte artmaktadır. Kadın kendi vücudunu tanıdıkça orgazm olma olasılığı artar. Ayrıca mastürbasyon deneyimi, partner ilişkisinin uyarıcılığını da arttıracaktır. 20’li yaşlarda fazla cinsel deneyimi olmayan kadınlarda cinsel birleşme ile orgazm olamamak çok yaygındır. Öte yandan; ilerleyen yaş ile menopoz, hastalıklar ve ilaç kullanımlarının devreye girmesiyle birlikte özellikle 50’li yaşlardan itibaren orgazm olmada güçlükler devreye girebilir.
Kadınlarda Boşalamama Nedenleri
Partnerle yaşanan duygusal sorunlardan, cinselliğin yaşandığı ortama ve koşullara; fiziksel-psikiyatrik rahatsızlıklardan ve bu sebeple kullanılan ilaçlara kadar birçok etken orgazmı etkilemektedir. Bunlara kısaca bakacak olursak;
- Geleneksel kadın cinsel rolünün dışına çıkamamak; edilgenlik, itaatkarlık, kontrollü olmak, cinselliğin partnere karşı sorumluluk olarak görülmesi gibi motivasyonlar, orgazm bozukluğuna yol açabilmektedir. Cinsel anatomi hakkında eksik ya da yanlış bilgilenme ve cinsel mitlere inanma da kadında orgazm olmayı olumsuz yönde etkilemektedir.
- Kadının, partnerle ilişkisindeki çelişkili duyguları, bağlanma korkusu, bağımsızlığını yitirme korkusu, partnere yönelik kırgınlık ve kızgınlığı gibi olumsuz duyguları da orgazm olmasını etkileyen faktörler arasındadır.
- Yapılan araştırmalar; orgazm zorluğu olan kadınların çocukluklarında babalarıyla daha az tatmin edici ilişkileri olduğunu ortaya çıkmıştır. Bozuk aile ilişkileri olan, duygusal yakınlık ve nitelikli iletişim kuramayan, ihmalkar ve ilgisiz babaları olan kadınlarda daha sık orgazm bozukluğu görülmektedir.
- Diğer yandan, olumsuz bir baba-kız ilişkisi olmasa da; çocukluk döneminde babaya duyulan bilinçdışı arzuların yarattığı çatışmanın çözümlenememesi, yetişkinlik döneminde partnerle kurulan ilişkide yeniden canlanabilir. Bu durumda; cinsellikten zevk almak kadında suçluluk duygularına yol açacağı için orgazm bozukluğu ortaya çıkabilmektedir.
- Kadının orgazm olamama kaygısını yoğun yaşaması da orgazm bozukluğu nedenlerinden biridir. Kadın yeterli uyarıya rağmen, yoğun endişe nedeniyle orgazm evresine ulaşamayabilir.
- Çeşitli sebeplerden dolayı eşcinsel arzularını bastırıp, bir erkekle birlikte olmaya çalışan kadınlarda da uyarılma ve orgazm sorunları ortaya çıkabilmektedir.
- Cinsel zevk almakla ilgili bilinçdışı suçluluk duyguları olan, kontrolünü yitirme korkusuna sahip olan kişilerde cinselliğin birçok aşaması etkilenebileceği gibi orgazm olmada da güçlükler meydana gelebilmektedir.
- Bazı ağır kişilik bozukluklarında da; sıklıkla çeşitli cinsel işlev bozuklukları görülebileceği gibi, orgazm olamama da bu sorunlardan biridir. Ancak bu kişilerde, bazen kısa süreli cinsel terapi yararlı olmayabilir ve daha uzun süreli bireysel terapiler gerekebilmektedir.
- Diğer yandan; fiziksel ya da psikiyatrik bir hastalık veya bu durumla ilgili kullanılan ilaçlar orgazm olmada zorluğa neden olabilmektedir. Depresyon ve anksiyete bozuklukları gibi, zevk almayı azaltan psikiyatrik hastalıklarda ve antidepresan ya da antipsikotik gibi ilaç kullanımında orgazm evresinde sorun beklenebilir. Klitoral uyarının yeterince yapılamadığı fiziksel hastalıklar ve yapısal bozukluklarda da cinsel haz alma ve orgazm etkilenmektedir.
- Uyarılma azlığı nedenlerinden biri de; partnerde erken boşalmanın olmasıdır. Erken boşalması olan erkeklerin ön sevişmeyi kısa tutmaları nedeniyle kadının uyarılması ve orgazm olması güçleşmektedir.
Kadınlarda Boşalamam Tedavisi
Orgazm bozukluğunun tedavisinde; öncelikle bu soruna neden olan etken bulunarak, buna yönelik tedavi planlanmalıdır. Eğer orgazm bozukluğu organik ya da psikiyatrik sorunlara bağlı olarak gelişmişse ilk önce buna yönelik bir tedavi uygulanmalıdır. Diğer yandan; partner ilişkisindeki problemlere bağlı olarak ortaya çıkmışsa da öncelikli olarak çift terapisi uygulanmalı, ardından cinsel terapi uygulanmalıdır.
Orgazm bozukluğu; cinselliğin diğer evrelerinde yaşanan sorunlara bağlı olarak da görülebilmektedir. Böyle bir durumda, sorunun ortaya çıktığı evreye özgü tedavi planlanmalı, orgazm sorunu diğer tedaviler sonrasında değerlendirilmelidir.
Uyarılma azlığı ve yeterli klitoral uyarılmanın olmadığı durumlarda uygun egzersizlerle sorun aşılmaya çalışılır. Partnerde erken boşalma varsa buna yönelik tedavi yapılır. Orgazm bozukluğunun cinsel terapisinde çeşitli eğitim ve egzersizlerle, öncelikli olarak kadının yalnız başına; ardından da partneriyle cinsel birleşme esnasında orgazm olması planlanır.